Forwarded from KİTAPDF
Son zamanlarda türklerin eski dini olan tengricilik gündem edilmeye başlandı. Tabi ki bunun en büyük sorumlusu şu an yönetimde olanlardır. Her fırsatta trt'de çekilen dizilerle, tarih adı altında düzenledikleri programlarla insanları buna özendiriyorlar. Türkiyede herkes Osmanlı geri dönüyor derken Allahu alem aslında yönetim ters köşe yapıp tengriciliği geri getirebilir... Tabi bu hemen olacak birşey değil ama yavaş yavaş temeli atılıyor gibi. Allah fırsat vermesin.
@Kitapdf
@Kitapdf
Forwarded from KİTAPDF
Allah'a İbadet Etmeyenler.pdf
178.1 KB
es Sahifetu's Sahiha
Allah'a hamd olsun. Bu kitap 3 yıl önce tercüme edildi. Ancak kitap olarak basılmasını umduğumuz için bekledik. Birkaç kitapçıyla görüşmemize rağmen kimileri söz verdikleri halde sözlerinden döndüler, kimileri kitabın ilgi görmeyeceğini düşündükleri için yanaşmadılar. Maalesef, hadislerin insanların ilgisini pek çekmediğini biz de biliyoruz. Ancak bir alimin kendi yazdığı kitabı tercüme edilse o zaman işler değişir! Hadis kitabı olunca ilgi görmüyor. Fakat sahabeler ilim yazılı bir sayfa için bile insanları bunu satın almaya teşvik etmiştir:
Ebu Hayseme dedi ki: Bize Veki' tahdis etti, dedi ki: Bana el Munzir bin Sa'lebe, Alba'dan tahdis etti, dedi ki: Ali radiyallahu anh şöyle diyordu:
"Bir dirheme karşılık benden kim ilim satın almak ister?"
Ebu Hayseme dedi ki: Yani Ali şöyle demek istiyordu: "Bir dirheme karşılık içinde ilim bulunan bir sayfayı kim satın almak ister?" (Ebu Hayseme, Kitabul İlim)
İnsanlar ilgi göstermiyor diye biz bu işten vazgeçecek değiliz. Allah ömür, sağlık ve imkan verdiği müddetçe...
Allah'ın izni ve yardımıyla kitabı tekrar gözden geçirerek pdf formatında paylaştık. Her durumda Allah'a hamd olsun.
@Kitapdf
Allah'a hamd olsun. Bu kitap 3 yıl önce tercüme edildi. Ancak kitap olarak basılmasını umduğumuz için bekledik. Birkaç kitapçıyla görüşmemize rağmen kimileri söz verdikleri halde sözlerinden döndüler, kimileri kitabın ilgi görmeyeceğini düşündükleri için yanaşmadılar. Maalesef, hadislerin insanların ilgisini pek çekmediğini biz de biliyoruz. Ancak bir alimin kendi yazdığı kitabı tercüme edilse o zaman işler değişir! Hadis kitabı olunca ilgi görmüyor. Fakat sahabeler ilim yazılı bir sayfa için bile insanları bunu satın almaya teşvik etmiştir:
Ebu Hayseme dedi ki: Bize Veki' tahdis etti, dedi ki: Bana el Munzir bin Sa'lebe, Alba'dan tahdis etti, dedi ki: Ali radiyallahu anh şöyle diyordu:
"Bir dirheme karşılık benden kim ilim satın almak ister?"
Ebu Hayseme dedi ki: Yani Ali şöyle demek istiyordu: "Bir dirheme karşılık içinde ilim bulunan bir sayfayı kim satın almak ister?" (Ebu Hayseme, Kitabul İlim)
İnsanlar ilgi göstermiyor diye biz bu işten vazgeçecek değiliz. Allah ömür, sağlık ve imkan verdiği müddetçe...
Allah'ın izni ve yardımıyla kitabı tekrar gözden geçirerek pdf formatında paylaştık. Her durumda Allah'a hamd olsun.
@Kitapdf
Forwarded from Ahir Zamanda Müslüman'ın Akidesi
Muvahhidiz biz
Bukalemun değil
Bir rengimiz var
O da Tevhid
Münafık değiliz
Yoktur iki yüzümüz
Allah'tan başka ilah yoktur
Budur bizim sözümüz
Şeriat istiyoruz
Beşeri kanunlara karşıyız
Varsın elimiz kesilsin
Allah'ın hükmüne razıyız
@akidetulmuslim
Bukalemun değil
Bir rengimiz var
O da Tevhid
Münafık değiliz
Yoktur iki yüzümüz
Allah'tan başka ilah yoktur
Budur bizim sözümüz
Şeriat istiyoruz
Beşeri kanunlara karşıyız
Varsın elimiz kesilsin
Allah'ın hükmüne razıyız
@akidetulmuslim
Forwarded from KİTAPDF
Namazlarda ve gündelik yaşantıda defalarca söylediğimiz "Allah en büyüktür" zikrinin anlamı, hayatın her alanında Yüce Allah'ın dinini ve onun hükümlerini üstün tutmak demektir. Yok, bunu değil de modernitenin doğrularını veya menfi geleneğin törelerin doğrularını üstün tutuyorsak, başka bir ifade hevamızı ilah edinircesine kendi görüşlerimizi üstün tutuyor ve hak hukuk mevzularında İslam'ın prensiplerine arkamızı dönüyorsak bu "Allahu ekber"in anlamından gafil olduğumuzu gösterir.
"Allahu ekber" demek hayatın her alanında Tevhid bilincini üstün tutmak, Yüce Allah'ın ayetlerini, hükümlerini yani O'nun dinini büyük tutmak ve O'nu yüceltmek demektir.
Yüce Allah'ın hükmüne razı olmak demek dinin bütün ilkelerini benimsemek demektir. Seküler bir mantıkla ayetleri değerlendirip kafaya yatmayınca da onun anlamını çürük ideolojilere göre tevil etmek demek değildir. Veya hiç bu kadar uzağa gitmeyip "Müslüman'ım(!) ama İslam'ın şeri hükümlerini benimsemiyorum" veya "bunlar iyi güzel ama bu çağa hitap etmez(!)" demek değildir. Çünkü O'ndan razı olmak O'nun hükümleri ile barışık olmak ve kendi aklımızdan çok Kur'an hükümlerine güvenmek demektir.
@Kitapdf
"Allahu ekber" demek hayatın her alanında Tevhid bilincini üstün tutmak, Yüce Allah'ın ayetlerini, hükümlerini yani O'nun dinini büyük tutmak ve O'nu yüceltmek demektir.
Yüce Allah'ın hükmüne razı olmak demek dinin bütün ilkelerini benimsemek demektir. Seküler bir mantıkla ayetleri değerlendirip kafaya yatmayınca da onun anlamını çürük ideolojilere göre tevil etmek demek değildir. Veya hiç bu kadar uzağa gitmeyip "Müslüman'ım(!) ama İslam'ın şeri hükümlerini benimsemiyorum" veya "bunlar iyi güzel ama bu çağa hitap etmez(!)" demek değildir. Çünkü O'ndan razı olmak O'nun hükümleri ile barışık olmak ve kendi aklımızdan çok Kur'an hükümlerine güvenmek demektir.
@Kitapdf
Muhammed b. el Huseyn el Acurri - 40 Hadis.pdf
1.3 MB
173. Muhammed b. el Huseyn el Acurri - 40 Hadis
Bu kitabı birkaç yıl önce tercüme edip paylaşmak nasip olmuştu. Ancak orada ezberlemek isteyenlere kolaylık olsun diye sadece hadisler tercüme edilmişti.
Tam metin olarak tekrardan tercüme edip paylaşmak nasip oldu. Bu nimetinden dolayı Allah'a sonsuz hamd olsun.
@Kitapdf
Bu kitabı birkaç yıl önce tercüme edip paylaşmak nasip olmuştu. Ancak orada ezberlemek isteyenlere kolaylık olsun diye sadece hadisler tercüme edilmişti.
Tam metin olarak tekrardan tercüme edip paylaşmak nasip oldu. Bu nimetinden dolayı Allah'a sonsuz hamd olsun.
@Kitapdf
Forwarded from KİTAPDF
İbn Receb el Hanbeli - Letaifu’l Mearif.pdf
380.2 KB
Forwarded from KİTAPDF
İbni Ebi Dünya - Ramazan'ın Fazileti.pdf
203.2 KB
Forwarded from Ahir Zamanda Müslüman'ın Akidesi
Ey zavallı! Nefsinin amellerinden ötürü ağla. Çocuğun vefat ettiğinde, kıyametin kopmuş gibi ayağa kalkıyorsun ama dinin ölüyor da hiç umursamıyor ve bundan ötürü ağlamıyorsun. Gerçekten senin aklın yok. Çünkü aklın olsaydı, dinin elden gitmesine oturur ağlardın.
Şu gaflet uykusundan bir an önce uyan ve uyanıklık suyuyla yüzünü yıka, dön bir kendine bak sen kimsin? nesin? Müslüman mı, kafir mi, Mü'min mi, münafık mı, Muvahhid mi, müşrik mi, gösteriş yapan mı, İhlaslı mı? Tüm bunların zararı ve faydası bir gün sana dönecektir.
@akidetulmuslim
Şu gaflet uykusundan bir an önce uyan ve uyanıklık suyuyla yüzünü yıka, dön bir kendine bak sen kimsin? nesin? Müslüman mı, kafir mi, Mü'min mi, münafık mı, Muvahhid mi, müşrik mi, gösteriş yapan mı, İhlaslı mı? Tüm bunların zararı ve faydası bir gün sana dönecektir.
@akidetulmuslim
Forwarded from KİTAPDF
Peygamber kıssalarının anlatıldığı ayetleri incelediğimizde orada geçen kavimlerin tamamının Yüce Allah'a inandığını ancak bu inancın "Tevhid" değil "şirk" tarzında olduğunu görürüz. Cahiliye dönemindeki Arap müşriklerin inancı da yine bu şekildedir. Onlar ilahlık ve rablik vasıflarını Yüce Allah'tan başka varlıklara da atfederek inançlarına şirk karıştırmışlardır.
Kur'an'ı genel hatları ile incelediğimizde peygamber kıssalarından anlaşılan odur ki insanlığın sorunları ilk günden bugüne kadar esasında hep aynı eksendedir. Yani dünün insanı da bugünün insanı da inanç yönünden hep aynı zaaflara düşmüş ve dünden bugüne hep benzer hatalar işlemişlerdir.
İnsanlığın tarih içerisindeki seyrine baktığımzda, insanların peygamberlere inanan Muvahhidler ve onlara inanmayan kafirler olmak üzere iki grupta toplandığını görüyoruz. Bütün Peygamberler tebliğ vazifelerini ateist bir toplum üzerinde gerçekleştirmiş değillerdir. Tam tersi, Kur'an'da bildirilen bütün Peygamberler tebliğlerini Yüce Allah'a inanan topluluklara yapmışlardır. Nitekim cahiliye dönemindeki müşriklere "yeri ve göğü kim yarattı?" diye soruldugunda onların "Allah" cevabını verdikleri ayetlerde bildirilmektedir. (Zümer 38)
Cahiliye toplumunun problemi Yüce Allah'a inanmak veya inanmamak değildir. Onların asıl problemi "değer yargıları bütünü" ve "yaşam tarzı" anlamında dine inanmamalarıdır.
Cahiliye müşriklerinin her şeyi yaratanın Yüce Allah olduğundan bir şüpheleri yoktu. Tabiri caizse onlar seküler bir Allah inancına sahiptirler. Onlar hayatlarına nizam verecek olan hukuki ilkelerin ve yaşantıları düzenleyecek olan ahlaki ilkelerin kaynağının Yüce Allah olduğunu inkar ediyorlardı. Söz olarak belki Yüce Allah'a "Rabbim" diyorlardı ancak özde O'nu "Rab" olarak tanımıyorlardı. Bir anlamda yaşam tarzıyla "Allah kendi işine baksın bizim işlerimize karışmasın. Ahlak ve hukuk alanları O'nu ilgilendirmez" mesajı veriyorlardı.
"Hüküm yalnızca Allah'a aittir" (Yusuf 40)
"Ve O, hüküm ve yargısına kimseyi ortak etmez.” (Kehf 26)
Kim İslam’dan başka bir din arama çabası içine girerse, bilsin ki bu kendisinden asla kabul edilmeyecek ve o ahirette ziyan edenlerden olacaktır. (Ali İmran 85)
@Kitapdf
Kur'an'ı genel hatları ile incelediğimizde peygamber kıssalarından anlaşılan odur ki insanlığın sorunları ilk günden bugüne kadar esasında hep aynı eksendedir. Yani dünün insanı da bugünün insanı da inanç yönünden hep aynı zaaflara düşmüş ve dünden bugüne hep benzer hatalar işlemişlerdir.
İnsanlığın tarih içerisindeki seyrine baktığımzda, insanların peygamberlere inanan Muvahhidler ve onlara inanmayan kafirler olmak üzere iki grupta toplandığını görüyoruz. Bütün Peygamberler tebliğ vazifelerini ateist bir toplum üzerinde gerçekleştirmiş değillerdir. Tam tersi, Kur'an'da bildirilen bütün Peygamberler tebliğlerini Yüce Allah'a inanan topluluklara yapmışlardır. Nitekim cahiliye dönemindeki müşriklere "yeri ve göğü kim yarattı?" diye soruldugunda onların "Allah" cevabını verdikleri ayetlerde bildirilmektedir. (Zümer 38)
Cahiliye toplumunun problemi Yüce Allah'a inanmak veya inanmamak değildir. Onların asıl problemi "değer yargıları bütünü" ve "yaşam tarzı" anlamında dine inanmamalarıdır.
Cahiliye müşriklerinin her şeyi yaratanın Yüce Allah olduğundan bir şüpheleri yoktu. Tabiri caizse onlar seküler bir Allah inancına sahiptirler. Onlar hayatlarına nizam verecek olan hukuki ilkelerin ve yaşantıları düzenleyecek olan ahlaki ilkelerin kaynağının Yüce Allah olduğunu inkar ediyorlardı. Söz olarak belki Yüce Allah'a "Rabbim" diyorlardı ancak özde O'nu "Rab" olarak tanımıyorlardı. Bir anlamda yaşam tarzıyla "Allah kendi işine baksın bizim işlerimize karışmasın. Ahlak ve hukuk alanları O'nu ilgilendirmez" mesajı veriyorlardı.
"Hüküm yalnızca Allah'a aittir" (Yusuf 40)
"Ve O, hüküm ve yargısına kimseyi ortak etmez.” (Kehf 26)
Kim İslam’dan başka bir din arama çabası içine girerse, bilsin ki bu kendisinden asla kabul edilmeyecek ve o ahirette ziyan edenlerden olacaktır. (Ali İmran 85)
@Kitapdf
Forwarded from KİTAPDF
DİN NEDİR?.pdf
439.7 KB
Forwarded from KİTAPDF
Olumsuzluk üzerine ne kadar fazla durursak beynimiz karamsarlığa o kadar hazır hale gelir, dolayısıyla çevremizdeki dünyayı olumsuz bir filtreden görme eğilimimiz artar. Yani ne kadar çok negatifliğe maruz kalırsanız o kadar negatif bir insan olursunuz.
İnsanları olumsuz düşünmeye sevkeden en önemli faktör tv'lerde durmadan olumsuz haberlerin yapılmasıdır. Bireysel olarakta küçüklüğünüzden beri süre gelen 'senden birşey olmaz' 'Sen adam olmazsın' gibi söylemlere maruz kalıyor olmanızdır.
@Kitapdf
İnsanları olumsuz düşünmeye sevkeden en önemli faktör tv'lerde durmadan olumsuz haberlerin yapılmasıdır. Bireysel olarakta küçüklüğünüzden beri süre gelen 'senden birşey olmaz' 'Sen adam olmazsın' gibi söylemlere maruz kalıyor olmanızdır.
@Kitapdf