Ebû Ca'fer Muhammed b. Ali el Huseyn rahimehullah "Ebû Bekir ve Ömer'in faziletini bilmeyen Sünnet'i bilmemektedir" demiştir.
El-Lâlekâî 2324
Mesrûk ve Tâvûs'tan "Ebû Bekir ve Ömer'i sevmek, onların faziletlerini bilmek Sünnet'tendir" dedikleri rivayet edilmiştir.
El-Lâlekâî 2322
Mâlik b. Enes rahimehullah "Selef çocuklarına Kur'ân'dan bir sûre öğretiyor gibi Ebû Bekir ve Ömer'i sevmeyi öğretiyordu" demiştir.
El-Lâlekâî 2325
El-Lâlekâî 2324
Mesrûk ve Tâvûs'tan "Ebû Bekir ve Ömer'i sevmek, onların faziletlerini bilmek Sünnet'tendir" dedikleri rivayet edilmiştir.
El-Lâlekâî 2322
Mâlik b. Enes rahimehullah "Selef çocuklarına Kur'ân'dan bir sûre öğretiyor gibi Ebû Bekir ve Ömer'i sevmeyi öğretiyordu" demiştir.
El-Lâlekâî 2325
أخبرني حرب بن إسماعيل، قال: سألت أحمد، قالت: النساء يخرجن في العيدين، قال: لا يعجبي في زماننا هذا، لأ هن فتنة
Bana Harb b. İsmâil haber verdi, dedi ki: Ahmed (b. Hanbel) Rahimehullah'a kadınlar bayramlarda dışarı çıkarlar mı? diye sordum.
"Zamanımızda bu hoşuma gitmez, çünkü onlar birer fitnedir." dedi.
Ahmed b. Hanbel
Ahkâmu'n Nisa no 106
Bana Harb b. İsmâil haber verdi, dedi ki: Ahmed (b. Hanbel) Rahimehullah'a kadınlar bayramlarda dışarı çıkarlar mı? diye sordum.
"Zamanımızda bu hoşuma gitmez, çünkü onlar birer fitnedir." dedi.
Ahmed b. Hanbel
Ahkâmu'n Nisa no 106
قال أبو يوسف الفسوي: حدثنا سليمان بن حرب، قال: حدثنا حماد بن زيد عن يحي بن سعيد، قال: سئل القاسم يوما، فقال: لا أعلم، ثم قال: والله لئن يعيش المرء جاهلا بعد أن يعلم حق الله عليه خير له من أن يقول ما لا يعلم
Ebû Yûsuf el-Fesevî dedi ki: Bize Suleymân bin Harb tahdîs edip dedi ki: Bize Hammâd bin Zeyd tahdîs etti: O Yahyâ bin Sa'îd'den, dedi ki: Bir gün el-Kâsım'a (bir şey) soruldu. Dedi ki: Bilmiyorum. Sonra da dedi ki: Vallahi kişinin, Allâh'ın kendisi üzerindeki hakkını bildikten sonra câhil olarak yaşaması, onun için bilmediği şeyi söylemesinden daha hayırlıdır.
el-Ma'rife ve't-Târîh 1/548.
İsnâdı sahîhtir.
Ebû Yûsuf el-Fesevî dedi ki: Bize Suleymân bin Harb tahdîs edip dedi ki: Bize Hammâd bin Zeyd tahdîs etti: O Yahyâ bin Sa'îd'den, dedi ki: Bir gün el-Kâsım'a (bir şey) soruldu. Dedi ki: Bilmiyorum. Sonra da dedi ki: Vallahi kişinin, Allâh'ın kendisi üzerindeki hakkını bildikten sonra câhil olarak yaşaması, onun için bilmediği şeyi söylemesinden daha hayırlıdır.
el-Ma'rife ve't-Târîh 1/548.
İsnâdı sahîhtir.
أَخْبَرَكُمْ أَبُو عُمَرَ بْنُ حَيَوَيْهِ، وَأَبُو بَكْرٍ الْوَرَّاقُ قَالَا: أَخْبَرَنَا يَحْيَى قَالَ: حَدَّثَنَا الْحُسَيْنُ قَالَ أَخْبَرَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنِ مَهْدِيٍّ قَالَ: حَدَّثَنَا سُفْيَانُ، عَنْ سَلَمَةَ بْنِ نُبَيْطٍ، عَنِ الضَّحَّاكِ بْنِ مُزَاحِمٍ، فِي قَوْلِ اللَّهِ تَعَالَى: {لَوْلَا يَنْهَاهُمُ الرَّبَانِيُّونَ وَالْأَحْبَارُ عَنْ قَوْلِهِمُ الْإِثْمَ وَأَكْلِهِمُ السُّحْتَ} [المائدة: 63] ، قَالَ: «وَاللَّهِ مَا فِي الْقُرْآنِ آيَةٌ أَخْوَفَ عِنْدِي مِنْهَا»
Bize Umar b. Hayaveyh ve Ebu Bekr el Verâk Haber verip dediler ki Bize Yahya Haber verip dedi ki Bize Huseyn tahdis edip dedi ki Bize Abdurahman b. Mehdi haber verip dedi ki Bize Süfyan tahdis etti O Seleme b. Nubeyt'den Dahhâk b. Müzahim ALLAH Tealâ'nın "Din adamları ve âlimleri onları günah olan sözleri söylemekten ve haram yemekten menetselerdi ya! Mâide 63 ayeti hakkında şöyle demiştir:
"Vallahi Kur'ân'da bana bundan daha korkutucu gelen bir ayet yoktur
İbn Mübarek rahimehullah
Kitabu'z Zühd no 57
Bize Umar b. Hayaveyh ve Ebu Bekr el Verâk Haber verip dediler ki Bize Yahya Haber verip dedi ki Bize Huseyn tahdis edip dedi ki Bize Abdurahman b. Mehdi haber verip dedi ki Bize Süfyan tahdis etti O Seleme b. Nubeyt'den Dahhâk b. Müzahim ALLAH Tealâ'nın "Din adamları ve âlimleri onları günah olan sözleri söylemekten ve haram yemekten menetselerdi ya! Mâide 63 ayeti hakkında şöyle demiştir:
"Vallahi Kur'ân'da bana bundan daha korkutucu gelen bir ayet yoktur
İbn Mübarek rahimehullah
Kitabu'z Zühd no 57
اَلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَتَطْمَئِنُّ قُلُوبُهُمْ بِذِكْرِ اللّٰهِۜ اَلَا بِذِكْرِ اللّٰهِ تَطْمَئِنُّ الْقُلُوبُۜ
Onlar ki iman edip, kalpleri Allah’ın zikriyle mutmain/huzur ve güven içinde olanlardır. Dikkat edin! Kalpler ancak Allah’ın zikriyle mutmain olur.
(13/Ra'd, 28)
Onlar ki iman edip, kalpleri Allah’ın zikriyle mutmain/huzur ve güven içinde olanlardır. Dikkat edin! Kalpler ancak Allah’ın zikriyle mutmain olur.
(13/Ra'd, 28)